Bir hemşirenin öğrenebileceği tek dil elbette İngilizce değildir. Ancak gelişmiş ülkelerin çoğunun İngilizce konuştuğunu düşünürsek, İngilizce öğrenmek önem kazanıyor. Akademik dilin de tüm dünyada İngilizce olması bu önemi artırıyor. Yurt dışına göç etme planınız olsun olmasın, İngilizce öğrenmek her hemşire için gerekli.
Dil öğrenmek için artık pek çok farklı yöntem var. Ancak bir hemşire olarak mesleki gereksinimlerimize uygun bir şekilde öğrenmek zorundayız. Tıbbi terminoloji genellikle diller arasında benzerlik gösterse de etkili bir şekilde kullanabilmek zaman alıyor. Bu nedenle hemşirelik eğitimi sırasında, alınan mesleki eğitimle paralel olarak öğrenmek en etkili yöntem gibi duruyor. Ben bu konuda şanslıydım, lisans eğitimim sırasında İngilizce için gerekli donanımı kazanabildim. Daha sonra da bunu pekiştirmeye çalıştım.
Bir hemşire olarak İngilizce öğrenmek için nasıl bir yol izlediğimi paylaşmak istiyorum.
- Öncelikle üniversitedeki hemşirelik eğitimim sırasında İngilizce ile ilgili sağlam bir temel attım. Bu dönemde dil bilgisi konusuna çok dikkat ettim. Bence İngilizce öğrenmek ile ilgili olarak ilk yapılması gereken budur. Sağlam bir teorik temel olmadan pratik yollara başvurmak başarısızlığa ve dolayısıyla motivasyon kaybına yol açabilir.
- İngilizce yazmayı geliştirmek için mektup arkadaşlarıyla yazıştım. Penpal sitelerinden (örneğin PenpalWorld) arkadaş bulmak çok kolay. Hatta şimdi sesli ve videolu görüşmeler de mümkün. Ancak eski moda mektuplaşmanın yerini hiç bir şey tutmaz.
- Kulağımı geliştirmek için İngilizce film ve dizileri dublaj ve alt yazı kullanmadan izledim. Buna hala devam ediyorum. Şu sıralar Youtube gibi sitelerden merak ettiğim konular ile ilgili videoları da izliyorum. Eğer işe gidip gelmek için uzun otobüs-metro yolculukları yapıyorsanız sesli kitap ve podcast gibi şeyler de yararlı olur.
- Okuma becerimi geliştirmek için çok fazla kitap okumadım. Bunun yerine internet forumları ve blogları, hemşirelik ve diğer konular ile ilgili makaleler gibi şeyler okuyorum. Merak ettiğim konularda araştırma yaparken Türkçe kaynak olsa bile İngilizcelerini tercih ettim. Özellikle tıp diline alışmak için ilaç ve hastalık bilgileri gibi konuları İngilizce araştırmak yararlı olur.
Yurt dışında hemşirelik yapmak gibi bir niyetiniz varsa yabancı dili “orta düzeyde” bilme gibi bir şansınız yok. Sağlık sektörü gibi iletişimin çok önemli olduğu ve çok riskli sonuçlar yaratabileceği bir alanda her zaman dile hakim olmak zorundasınız.
Ben daha çok göz ve kulak ile öğrenen biriyim. Ayrıca dili öğrenebilmek için onu meydana getiren kültürü de öğrenmek gerektiğini düşünüyorum. Özellikle Amerika’da kültürün şekillendirdiği “deyimler” çok fazla kullanılıyor. Hastalarımla iletişim kurarken genelde en çok sıkıntı yaşadığım konular bunlar oluyor.
Kültürü öğrenebilmek için ben Youtube’dan çok yararlanıyorum. Size de Youtube’da sörf yapmanızı öneririm. Örneğin “nursing in the US” yada sadece “nursing” yazıp karşınıza çıkan videoları izleyerek hemşirelik ile ilgili çok yararlı bilgiler edinebilirsiniz. Gezindikçe bazı kanalların genelde çok yararlı videolar içerdiğini göreceksiniz. Bu videoları izlerken birden çok amacınız olmalı:
- Videolarda anlatılan konuları öğrenmek
- Videolarda kullanılan dili, terimleri ve bunların nasıl telaffuz edildiğini anlamak
- Dil, kavramlar ve kültür arasında nasıl bağlantılar olduğunu gözlemlemek
Benim yararlı bulduğum bazı kanallar:
Hemşirelik: RegisteredNurseRN , EmpoweRN , Keepit Real …
Eğlence/Kültür/Bilim: Ozzy Man Reviews , Ray William Johnson , Smarter Every Day …
Ayrıca şu anda İngilizce’mi geliştirmek için engVid‘den çok yararlanıyorum. Ücretsiz, kaliteli ve eğlenceli videolar ile yeni şeyler öğreniyorum.
Youtube’da belli hastalıklara sahip insanların çok güzel kanalları var. Bunlardan da çok yararlanıyorum. Hem dil, hem kültür hem de buradaki hastaların bakış açısını öğreniyorum. Bunlardan biri, aynı zamanda bir hemşire olan LetsTalkIBD. Ayrıca Macmillan Cancer Support çok yararlı bilgiler ve hasta öyküleri paylaşıyor.
Şu anda işim gereği çok sayıda telefon görüşmesi yapıyorum. Hastalar arayarak yada sesli mesaj bırakarak sorular soruyorlar. Durumu anlamak ve uygun şekilde yanıt verebilmek için kulağımı daha da geliştirmeliyim. Ayrıca yine yaptığım iş gereği yazma konusunda da kendimi geliştirmem gerekiyor. Her gün sürekli doktorlar, hastalar ve diğerleri ile e-posta yazışmaları yapıyorum. Hastalara yazdığım mesajlar Elektronik Tıbbi Kayıt yazılımı ile hasta dosyasının bir parçası haline geliyor, bu da benim için çok stresli bir durum. Bir diğer konu da ilaç ve etken madde isimlerini anlamak ve doğru telaffuz etmek. Hastaların çok çeşitli aksanlara sahip olduğunu da düşünürseniz işin ne kadar zor olduğunu anlayabilirsiniz.
Ben IELTS’tan 8-8,5 gibi inanılmaz yüksek puanlar almış biriyim. Buna rağmen hala her gün İngilizce öğrenmek için bir şeyler yapıyorum. Kısacası, İngilizce öğrenmek belli bir süre içinde yapıp bitirebileceğiniz bir şey değil. Günlük hayatınızın bir parçası haline gelmeli.
Yazının sonunda daha önce yazdığım şu yazıyı hatırlatmak istiyorum: Hemşireliğe Ara Vermek